25 Ekim 2010 Pazartesi

Dünyanın En Güzel Kedisi : Karpati

Bir uyku öncesi,,

- Annesi, annesi hepsini alalım, hepsini hepsini.
- Yok kızım, üç tane okuyacağız bu akşam, sen seç bakalım, önce hangisi olsun; Pırtık Tekir, Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor ya da Ayağına Diken Batan Süper Karga.?
- Pırtık Tekir.
- Peki kızım, peki çilek kızım, önce Pırtık Kedi.;

Pırtık Tekir çalgıcı bir sokak kedisidir, parkta en yakın arkadaşı Hüsnü ile birlikte şarkı söylemeye bayılır. Aslan büstünün hemen altında, ekose şapkalarını önlerine koyarlar ve onları bir sürü kişi dinler. ‘Bak bak ekose şapkayı gördün mü kızım?’

- Ama anesi bak bu amca dinlemiyor?
- Evet kızım çünkü o amca telefonla konuşuyor. Hem telefonla konuşup hem bir başkasını dinlemek çok zor olur kızım.
- Söyle amcaya dinlesin.
- Peki kızım. ‘Bak amca; Pırtık Kedi ve Hüsnü’yü dinlesene sende. Kapa telefonu onları dinle.’

Sonraaa, Hüsnü sucuklu tostunu yemek için köşe başında oturur. Bu sırada Pırtık Kedi biraz dolaşmaya çıkar ve güzeller güzeli Karpati ile tanışır. Birbirlerine aşık olurlar.

- Bak bak kızım gördün mü Karpati ne güzel di’mi kızım?
- Çok güzel bir kedi annesi Karpati.

Ardından bir kapkaççı Hüsnü’nün şapkasını alır ve koşarak kaçar. Zavallı Hüsnü kapkaççıyı kovalmaya başlar ve olan olur. Gördün mü kızım, Hüsnü düşüverdi. O da ne; Bir ambulans geldi ve işte şu gördüğün hastaneye Hüsnü’yü götürdüler.

- Annesi, hani ben düşmüştüm, sonra hastaneye gitmiştik hani, o hastaneye mi götürdüler Hüsnü’yü?
- Evet kızım bak burası o hastane galiba.

Sonra Pırtık Kedi Hüsnü ile beraber şarkı söyledikleri aslan büstünün önüne gelir ve Hüsnü’yü bulamaz. Gece olur Pırtık Kedi Hüsnü’yü bulamadığı için çok üzgündür. Aklına güzeller güzeli Karpati gelir.

- Annesi söylesene Pırtık Kedi’ye, ‘’Hüsnü hastanede’’ desene.
- Sen söylesene kızım.
- ‘Pırtık Kedi Pırtık Kedi, Hüsnü kapkaççıyı kovalarken düştü, benim gittiğim hasteneye gitti, koş koş sende oraya git.’

Ardından Pırtık Kedi, Karpati’ye; ‘Karpati Karpati Hüsnü’yü bulamadım, bu gece sizde kalabilir miyim?’ der. Karpati de Pırtık Kedi’ye; ‘Tabi kalabilirsin Pırtık Kedi’ der ve evine davet eder. Artık Pırtık Kedi’nin yeni bir hayatı vardır. Sabahları evdekileri ayaklarını yalar, kilimin altına anahtarı saklar, teyzenin kalemini devirir, evdeki çiçekleri ve tavuğu yer ama geceleri başını yastığa koydukça arkadaşı Hüsnü’yü hatırlayıp hüzünlenmektedir. Bu sırada da Hüsnü hastaneden çıkmış, ayağı alçıya alınmış ve başı uf olmuştur. Üzgün Pırtık Kedi, Hüsnü’yü aramak için beraber şarkı söyledikleri yere gitmiş ama Hüsnü yerine sihirbaz bir adamı görmüş çok şaşırmıştır.

-Bak kızım gördün mü gördün mü sihirbazı? Bak bak şapkasından tavşan çıkarıyor, bak bak şimdi de kuş çıkarıyor, bak bak insanlar sihirbazın şapkasına para atıyorlar, gördün mü annecim?
- Annesi dur dur ben insanlara söyleyeyim Pırtık Kedi ve Hüsnü’yü buluştursunlar.

Dur kızım bak şimdi n’olacak: Karpati ve Pırtık Kedi’nin üç minik yavrusu olur. Afacan böyledir, Minnoş şöyledir (en çok Afacan’ı seviyor çileğim benim, üç dört kez Afacan’a bakıyoruz mütemadiyen) ve Cimcim Tekir böyledir. Afacan’ı bu iki çocuklu aile alır, Minnoş’u da işte bu aile. Ama Cimcim Tekir’i kimse istemez. Çünkü Cimcim Tekir, tıpkı babası gibi şarkı söylemeyi çok seven bir şarkıcı kedidir. Bunun üzerine Pırtık Kedi Hüsnü’yü bulmak için karısı Karpati ve oğlu Cimcim Tekir’e ‘Hoşça kal’ der ve Hüsnü’yü aramaya koyulur. Parktan geçer, tünele girer, gece olur gündüz olur ve sonunda Hüsnü’yü bulur.

- Yaşasın yaşasın, bak annesi nasılda sarılıyorlar, Karpati’de gelsin annesi, Karpati’de gelsin.

-Gelsin kızım gelsin ama dur bak ne olacak şimdi?

Sonraaaa Pırtık Kedi ve Hüsnü birbirlerine sıkıca sarılırlar. Birlikte eski günlerde olduğu gibi şarkı söylemeye başlarlar ama Pırtık Kedi bu kez Karpati ve eski evini özler. Ev sahibinin ayaklarını yalamayı, kilimin altına anahtar saklamayı sonra en çok da Karpati’yi. Sonraaa Pırtık Kedi’nin aklın harika bir fikir gelir ve Cimcim Tekir’i Hüsnü’ye verir. Artık herkes mutludur. Cimcim Tekir Hüsnü ile birlikte şarkı söylediği için, Pırtık Kedi ve Karpati de onları birlikte dinledikleri için.

- Ne güzel di’mi kızım?
- Annecim bu kez ben okuyacağım; Pırtık Kedi bir çalgıcı kedisidir….

Kitap kuşe kağıda basılı, sayfalar sağlam. Yırtılmıyor kolay kolay. Kardeş’e rağmen bizde yırtılmadı. Ciltli ve büyük boy. İş Bankası Yayınlarından çıkmış, Tostoraman’ın yazarı Julia Donaldson yine döktürmüş diyorum. Çizimler Axel Scheffer tarafından yapılmış. Son derece güzel, özellikle insanları ve kedileri gerçekçi resmediyor çizer, biz beğendik. Detaylı çalışıyor; mesela dondurma yalayan çocuk, sihirbazın elindeki minik toplar, kapkaççının sakalları, harika diyorum. Kızım bayılıyor , oğluşum da. Sadece onbeş tl ödedik biz, bunu da burada yazalım eksik bilgi olmasın. Eğlenceli kitap katagorisine giriyor bizim evde, alt metinde dostluk ve sadakat anlatılmış ama boğmamış yazar mesajlarla. 2 yaş üstü için ideal, öncesi için komplike olur diye düşünüyorum. Puanım : 10.

Üstte yazdığım metin kızım anlatış tarzım, kitabın yazarı da güzel yazmış, lakin ben metine bağlı annelerden değilim, illa kendimden katarım. Kitaplar bambaşka dünyalar, kızım bambaşka dünyaya gidiyor her gece, uyku öncesi ritüelimiz, vazgeçilmezimiz. Onunla birlikte kitap okumak, heyecanlanmak, şaşırmak, her seferinde, her kerseninde, her defasında..

Pek tabi kızımla bitiriyoruz;

- Annesi annesi dünyanın en güzel kedisi Karpati, di mi annesi?
- Di kızım,
- Di benim papatya kızım.

Asıl asıl not : Efenim pek tabi kitabın orijinal adı : Pırtık Tekir lakin Abla’nın sözlüğünde Pırtık Kedi olarak vuku buluyor.

Son son not : Kaleye mum dikiyorum hali hazırda, portakalı soydum’u söyledim, ebe ben oldum. Elma dersem çık armut dersem çıkma’yı duydum. Canım arkadaşım armut dedi, ilk fırsatta çıkacağım:)

Foto not: Günler 70 saat olsun ve ben fotoğraf çekebileyim:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder