4 Kasım 2010 Perşembe

Ayıcık ve Ben, Kıskaç Kıskaç Kıskaç

Başlayalı şunun şurasında ne kadar az oldu ama sırf kitap önerisi yapmaya vakit ayırıyorum. Kitaplara ilgili yazılarımı daha değerli buluyorum. Deli miyim ne:) Oysa yazacak ne çok şey var, bir fırsatta onları da yazıya dökmeli. Mesela oğluşumun son yaramazlıklarını, nasılda saklambaç oynamayı becerebildiğini, nasılda hala beni emdiğini... 

Annelik hallerim, bir erkek bebek annesi olmak ile kız bebek annesi olmak arasındaki değişken ruh durumum, bunları da yazmak mümkün. Kızımın babaya olan hayranlığı, oğluşumun bana olan düşkünlüğü ve bu emzirme hallerimizi uzun uzun detaylayasım da var.

Kadınların doğum ve annelik halleri erkeklerin de askerlik anıları bitmezmiş. Kim demişse doğru söylemiş. Üç dört kadın bir araya toplanınca biri anlattıktan sonra evladını insan ister istemez başlıyor ''aaa, o da bir şey mi benimki de şöyle dedi geçen gün'' demeye. Çocuklarımdan konuşmayı çok seviyorum. Olur olmaz yerde kendimi onlardan bahsederken yakalıyorum. Birkaç gün önce ofise limitimizin en yüksek olduğu bankanın yöneticisi geldi, hiç olmayacak bir şey söyleyince tutamadım kendimi kadına çıkıştım. Çocuğundan ve anne olmaktan dert yanıyordu, kendine hiç vakit ayıramıyormuş, tutmuş iki yaşındaki oğlunu babaannesinin yanına İstanbul'a göndermiş, şimdi kafasını dinliyormuş, bıdı bıdı...''Umarım babaannesi çocuğu size yollamaz ben sizden çok korktum'' dedim. Tutamadım çenemi. Madem anne olmaya hazır değildin, niye doğurdun diyecektim neredeyse. Ortalık buz gibi oldu pek tabi, sesler kısıldı, konu kapatıldı. En azından sessiz kalmamış oldum. En azından kendimi sorumlu hissettiğim bir konuda duyarlı davranmanın rahatlığını yaşadım.

Yine yazı kendi yolunu çiziyor farkettiniz mi? Ayıcık ve Ben'i anlatacaktım oysa:) Oğluşumun sevdiği kitabı şu sıralar. Zaten şu sıralar akşamları uyumadan evvel kitap okumak çok komik bir hal aldı evimizde. Kızım bazı kitaplarını illa benimle okuyor, oğluşum kızımı yanımda kitap okurken görünce babasının kucağından inip üstümüze atlıyor, o da katılmak istiyor. Sonuç olarak baba oğluşu alıp öteki odaya götürüyor orada okuyorlar ama oğluşum bir şeyi kafasına takmaya görsün! Ne yapar ne eder taktı mı kafasına bildiğini okur, koşarak babasının yanından kaçıp, hooop kucağıma, elinde de kendi kitabı: Ayıcık ve Ben. Ablasına da ''dit dit kak kak'', abla da doğru babaya:) Nihayetinde anne oğul, elimizde Ayıcık ve Ben...

Ciltli bir kitap, İş Bankası Yayınlarından çıkmış, Elle Burfoot yazmış ve resmetmiş. Sayfalar dayanıklı ve sağlam. Çizimler keyifli, detaylı ve basit. 18 ay ve üstü bebelere hitaben. Konu olarak; minik ayıcık anlatılıyor. Ayıcık'ın büyümesi işleniyor. Başlarda ayıcık tırmanmaya denize girmeye korkarken büyünce hepsini yapabiliyor, O kadar basit bir dili var ki kitabın metini okuduğumu söylesem şaşırmayın:) Çok az kendimden katıyorum. Sadece başındaki denizin resmedildiği sayfada. Oradaki yengeçleri gösterip kıs-kaç yapıyorum o kadar. - Bir de boya kalemlerini, oyun halısını, zürafa ve fili detaylıyorum- Kıs-kaç şöyle oluyor; ''Bak oğluşum denizin altındaki yengeçleri gördün mü? Bak bak kıskaç kıskaç yapıyorlar.'' Ellerimle kıskaç kıskaç yapıp gıdıklıyorum oğlumu bayılıyor. Hatta artık kendisi o sayfayı açıp bana kıskaç yapıyor, o kadar çok seviyor. Hey gidi, geçen yıl kızımla yapardık oğluşuma miras kaldı bu yıl kıskaç işi:)

Ne diyordum, keyifli bir kitap Ayıcık ve Ben. Biz seviyoruz. Bu kez oğluşumla bitireyim;

- Kak kak dit dit.(Ablasına) Annnne, ayyyk, memme?
- Yok oğlum ne memesi, bak Ayıcık ve Ben vakti şimdi.
- İşte denizin altındaki yengeçler, ne yapıyorlar bak bak, kıs-kaç, kıs-kaç, kıskaç kıskaç kıskaç. Gıdı gıdı gıdı gıdı:)

Canım oğlum, seni öyle çok, öyle kocaman seviyorum ki. Dilerim hissediyorsundur...

Not 1 : Şimdi Deniz Kıyısında'yı da yazmak geldi içimden, sırf kitap anlatıyorum ben ne olacak bu halim?

Not 2 : Hey Allahım şu işe bak, ben iki çocuk annesi oldum ve onlara her gece kitap okuyabiliyorum, mucizem gerçek oldu. İnanamıyorum bunları yaşayabildiğime. Biri bundan beş yıl önce bunları söyleseydi, gerçekten mi der, inanamazdım. 

Not 3 : Bin şükür, milyon şükür, yüz milyon şükür. Dünyanın en şanslı kadınıyım:)






1 yorum: