13 Ocak 2011 Perşembe

Sarkık Memeler

Yeni doğan yoğun bakım ünitesinin girişi,
Aylardan ekim,
Yıllardan 2007,
Sımsıcak bir hava, sanki yaz ayı,
Lakin tir tir titreyen bir beden,
Ben…

Öyle çok endişeliyim ki, dört gündür süt sağıp sağıp yolluyorum bu üniteye, kızımın biberonla beslendiğini duydukça seviniyorum. Zira yoğun bakımdaki üçüncü günü formül mamayı reddetmiş, kusmuş, tıkanmış ve maalesef müdahele edilmek zorunda kalmış, midesi yıkanmış. Anne sütü hayat meselesi haline geldi şartlarımız gereği. Emzirme hemşiresi son notlarını tekrarlıyor, girmeye hazırız içeri.

Steril önlüğü giyiyorum, ayakta durmakta zorlanıyorum dikişlerim henüz alınmadı. Sonra ellerimi yıkıyorum özel bir deterjanla, başıma da boneyi geçiriyor hemşire artık hazırım. Küvöz koridorun en sonundaki. Yavaş yavaş ilerliyoruz, her seferinde aynısı olur mu, oluyor, gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor, tutamıyorum kendimi, ağlağım evet. Uyuyor benim pıncırık kızım, uyuyor benim papatya kızım, bebek ve soyadımız yazıyor, allahım nasıl olacak. Küvozun önüne sandalye getiriyorlar, oturtuyorlar beni, hemşire yeniden anlatıyor, dinliyorum ama anlayamıyorum. Bir şeyler mırıl mırıl konuşuyor ama gözlerim küvözde, yüreğim parça parça. Üşümez mi diyorum, battaniyesiyle örteceğiz diyor, sadece bezle duruyor orada, ah yavrum benim, yürek ağrım. Sonra göğsümü açıyoruz, ardından küvözün kapağını kaldırıyor, kucaklıyor kızımı, uyanıyor yavrum. Sonra kucağıma veriyor, tutumayı beceremiyorum. O an nasıl kızıyorum kendime, insan evladını tutamaz mı, tutamıyorum bir türlü. Ardından her şeyi akıl ettiğimi lakin yeni doğmuş bir bebeği kucağımda nasıl tutacağıma çalışmadığımı farkediyorum. Bunu nasıl düşünemem. Derken tutabiliyorum gözlerim onda, gözlerini açmış göz gözeyiz.

Ben senin annenim kızım, seni ben doğurdum yavrum benim, aç gözlerini bir tanem, korkma annecin burada, seni çok seviyorum kuzum benim. Papatya kızım, çilek kızım, çiçek kızım, bebeğim,,

Hem bu kelimeler çıkıyor dilimden hem ağlıyorum, hemşire de benimle birlikte. Şimdi göğsüne koyacağız bakalım emebilecek mi diyor, ben titriyorum. O an nasıl bir azim, nasıl bir heves, bu işi başarmalıyım duygusu tarif edemem. Bir mucize gerçekleşiyor, kızım benim mememe yapışıyor ve cok cok emiyor. Hemşire oldu diyor tutabildi meme ucunu, nasıl gururluyum, nasıl mutluyum, oldu mu diyorum yeniden hemşireye, evet diyor bakın nasıl da emiyor.

Dünyanın en şanslı kadınıyım ben, bir kızım oldu minnacık ve beni emiyor, evet dünyaları ben yarattım havasındayım, gurur duyuyorum kendimle. Kucağımda şimdi cok cok, arada duruyor, yoruluyor sonra kaldığı yerden devam. Bir yandan bacağı açılıveriyor battaniye düşüyor, panikliyorum üşüyecek diye, hemşire yetişiyor yardıma, örtüyor kızımı. Böyle yaklaşık 15 - 20 dakika emişiyoruz. Kesinlikle dünyalar benim.

-Üç ay sonra-

Saat kaç, kim uyandı sen mi kızımız mı? Tamam uyandım, gece lambasını yakma koridorun ışığı yeter canım. Uzanıyor bambu pusete kocam, hala yatağın o tarafında kocam uyuyor, alıyor kızımızı veriyor bana uyandıramıyorum pıncırığı. Babası alıyor kucağına topuklarını hafifiçe sıkıyor, papatyam mırk mırk, uyanıyor. Hemen göğsüme alıyorum yeniden cok cok cok cok başlıyoruz emişmeye. Bu manzarayı çok seviyorum, kocamın hiçbir işi olmamasına karşın bu saatte bu emzirme seramonisine katılmasını çok anlamlı buluyorum, iliklerime kadar aile olduğumuzu hissediyorum. Uyuyakalıyor, babası yine alıyor kucağımdan, yatırıyor omzuna iki pıt pıt, gork gazı da çıkıyor, sonra sepetine. Papatyam mışıl mışıl.

- Dört ay kadar sonra –

Yeniden gebeyim, şartlarımıza göre takibimi yapan iki doktor da emzirmeyi kesmem gerektiğini söyledi. Bu ‘haksızlık yapıyorum’ hissinden kurtulamıyorum.Sürekli erteleme halindeyim. Biberona bakıp bakıp ağlayasım var, ne karışık duygular öte yandan karnımı okşuyorum. Nihayetinde kızıma haksızlık yapa yapa biberona ve formül mamaya geçiş yapıyoruz, kerata hiç zorlanmadan biberonu kabul ediyor ya nasıl bozuluyorum. Memelerim dopdolu, canım yanıyor ve kolumu kaybetmiş kadar eksik hissediyorum kendimi.

- Yedi ay kadar sonra –

Bir kere de yapıştı ya memeye, ne kararlı bir bebek. Hem de ne yapışmak, hiç teklemeden buldu ve anında başladı cok cok emmeye. Sütümü kendi azmiyle getirdi. Bu çocuk son derece kararlı olacak, ilk tanışmamızda tespitim budur. Hazretleri ememde uyuyor, gazını bile çıkarttırmıyor öyle tiz bir çığlık ki sıkısysa çıkar gazını. Çok özlemişim emzirmeyi, çok.

- İki ay kadar sonra –

Çözümünü bulamadığım tek şey kızımın delici bakışları. Oğlumu emziririken bana öyle bir bakış atıyor ki yüreğim sıkışıyor. Çareyi oğlumu emziririken kızımı kucağıma alıp onun birberonunu tutmak da buldum, bir elim daha olsa bu sırada saçlarını da okşayacağım kızımın ama sadece iki elim var.

- Oğlum 18 aylık –

Emzirmeyi bırakmayı hiç düşünmüyorum. Kararı ona bırakıyorum. Bazı kaynaklar da çocuğun bireyselleşebilmesi için emzirmeyi çok da uzatmamak gerektiği yazıyor kulaklarımı tıkıyorum. Öte yandan ek gıdalarla sorunluyuz öyle çok iştahlı bir bebek değil, tercihi hep anne sütü oluyor. Bir yandan anne sütünü sadece bu yıllarda alacak lakin diğer gıdalar ömür boyu ona amade gibi bir motto belledim, onu sıkı sıkı uyguluyorum. Öyle düşkün ki memeye, kıyamıyorum.

- Oğlum 2 yaşında –

Geçen haftalarda bırakmayı düşündüm, hastaydım eve gitmedim bir gece, bu vesile olsun dedim. Ertesi gün eve girdiğim anda türk filmi sahnesi yaşadık resmen. Annne böhhüüü, memme, aç aç, kak kak, diyen bir adam, paçalarıma yapışmış bir şeklilde. Çok dramatize ettik biliyorum, lakin ikimiz de hazır değiliz, bunu da tecrübe ettik.

Hasılı;

Emzirmeyi seçmek diye bir şey yoktur. Emizrmeyi tercih etmiyorum demek bir ayrıcalık değildir. Her bebeğin emme hakkı vardır. Memeler süt üretsin diye yaratılmıştır ve memelerin kayda değer en önemli işlevi süt salgılamaktır. Dolayısıyla nasıl mama satıcıları sadece ilk altı ay anne sütü diye bir propaganda yapıp potansiyel müşterilerine anne sütünün sadece altı ay gerekli olduğunu alttan alta empoze ediyorsa, her emziren kadının da tıpkı şu anda yaptığım gibi duyarlı davranıp emzirme ile alakalı bol bol konuşması gerekiyor fikrimce. Yemişim feminizm argümanlarını, yemişim mama firmalarıyla ortaklaşa hareket eden tıp bilimine hizmet ettiğini düşünen doktor akımlarını. Anneye zor geliyor, meme ucu hassaslığı, estetik kaygılar, uykusuzluk, sürekli emzirme halinde olmanın yarattığı bunalım, hooop kılıfı da ama benim doktor dedi ki bıdı bıdı, yahut ama o sadece ilk altı ay için geçerli, sonrasında bebeğe pek bir faydası yok söylemleri. Emzirmeyen kadınlar; – Süt azlığı, sağlık sorunları ve istisnai durumlar hariç- Bebeğinize mis gibi anne sütü varken layık göre göre bir ineği layık gördüğünüzün farkında mısınız? Biraz daha uzatırsam sanırım daha çok büyüteceğim, yumuşak yumuşak bitireyim, iyi bir dilekle;

Her bebek emziren annelere gelsin,
Her emziren annenin sütü bol olsun.

6 yorum:

  1. :)) amin amin..
    emzirme konusunda çok çok hem de çok sıkıntı çekmiş ama azimle şu an 21 aylık olan kızını hala emziren biriyim. kendimle de gurur duyuyorum. bıraktırmak istesem de ondan çok ben hazır değilim. öyle çok seviyor ki emmeyi (tabi ben de emzirmeyi) kıyamıyorum ondan ayırmaya. boşver diyorum ne zaman bırakırsa kendi kendine o zaman bıraksın.

    YanıtlaSil
  2. Muhteşem bir yazı olmuş. Eline sağlık.
    Ben de şu an 2 aylık hamileyim ve 15 aylık kızımı da emzirmeye devam ediyorum ısrarla, sevgiyle, tüm zorluğuna rağmen. İnşallah 2. bebeğim geldiğinde ablasını da bir yandan emziriyor olmayı diliyorum.

    Ben de bebeği memeden kesmek diye birşey olmadığını, herşeyin nasıl doğal başlayıverdiyse, o şekilde kendiliğinden doğal bir şekilde bitivereceğini düşünüyorum.

    Dileğine yürekten katılıyorum.
    sevgiyle

    YanıtlaSil
  3. Hep aynı hikaye sanırım, ben de 20 aylık oğlumu hamile olduğum için memeden ayırırken aynı kaygılara kapılmıştım. Şimdi sütümü sağarken, büyük oğlumun kucağımda oturmasına izin veriyorum eğilip eğilip mememi öpüyor..

    Bu günler geçtiğinde yani emzirme bir gün bittiğinde ben çok özleyeceğim kuzuları alıp göğsüme bastırmayı...

    YanıtlaSil
  4. Kaç yıl oldu anne olalı, ama ağlaya zırlaya okudum. Çok güzel ve içten bir paylaşım olmuş.

    YanıtlaSil
  5. yeni okudum bu hikayeyi , nasıl güzel , nasıl keyif verdi bana.. 27 aylık oğlunu hala emziren bir anne olarak gözlerim dolu dolu oldu..
    ama kızına üzülmedim desem yalan olur , kıyamam yavruma ben , keşke hamileyken de emzirmeye devam etseymişsin..

    YanıtlaSil
  6. çoook güzel bi yazı.. bende emziriyorum. artık yavaş yavaş kes diyenlere kapak olsun... kızım istediği sürece ben varım

    YanıtlaSil